CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kayseri’de katıldığı CHP Bayan Buluşması’nda kürsüye bir litre süt ile gelen Fidan Beyazıt, “Sütümüz sudan ucuz. Üretim yok. Gübre, mazot değerli. Hiçbir şey alamıyoruz. Atatürk’ün dediği, ‘Geldikleri üzere gidecekler.’ Her şey çok hoş olacak” dedi. Elinde çocuklarının beslenme çantasına koyduğu bir yarım ekmek ve bir yarım litre su ile çıkan Suzan Kartal da “Bundan vicdanen rahatsa, baştakiler; onu da Allah’a havale ediyorum” diye konuştu. Uyuşturucu ile çaba derneklerinde çalıştığını söyleyen Fatma Kongu ise “En son söylediğimiz, devlet büyüklerine: ‘Leyleğin ömrü de laklakla geçermiş.’ Bana laklak değil, kalıcı tahlil lazım ki ben o aileyi kurtarabileyim. Genç kalmadı Türkiye’de. Kayseri’de yüzde 80-85 uyuşturucu bağımlısı ise gençler… Hangi gençten, hangi gençlikten bahsediyorsunuz. Ne yarar bekliyorsunuz?” dedi.
CHP, Kayseri’de Bayan Buluşması düzenledi. Buluşmaya; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP yöneticileri ve milletvekili katıldı.
TIKLAYIN – Kılıçdaroğlu Kayseri’de bayanlarla buluştu: Haramilerin iktidarını daima birlikte yıkacağız
CHP’li Aylin Nazlıaka: Kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, buluşmada; “Ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, gerçek manada samimi olarak eşitlik için çaba eden büyük başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde birinci seçimlerde ipi bizler göğüsleyeceğiz. Kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız” dedi ve kürsüyü bayanlara bıraktı.
Züleyha Ayverdi: Hakkınızı helal eder misiniz, sayın başkanım
Züleyha Ayverdi şöyle konuştu:
“Ben, atanamayan engelli öğretmen adayayım. 5 bin engelli öğretmen adayı; verilen sözler tutulmuyor, atamamız yapılmadı. Niye yapılmıyor? Sayın Cumhurbaşkanımız, hani diyordu ya ‘Engelliden olur olur, engelliden bal üzere öğretmen olur.’ Bu sözü, kulaklarımızda çınlamaktadır. Neden bunu yapmıyor? Çok hüsran içindeyim. Hala atamamız yapılmamaktadır. Verilen kelamlar de tutulmamaktadır. 2023 yılı bütçesini Meclis TV’den takip ediyorum. Sayın vekillerim, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e hoş sorular sordular. Ancak bir türlü, yanıt alınamadı, karşılıksız kaldı. Neden sanki? Neden hala 5 bin atama yapılmıyor. Takım bekliyoruz. Bunun hesabını sormak istiyorum. 85 bin tane sağlıkçı atanıyor da 5 bin tane engelli öğretmene takım verilemiyor mu? Devletimiz bu kadar aciz mi? Niye bu durumdayız? 2023 yılı bütçesinde de tabloda, engelli öğretmenlere ve KPSS ile gelen atamalara takım verilmedi. O tabloda biz de kıyısından köşesinden yer alamaz mıydık? Niye yapılmıyor bunlar? Yetkili mercilere seslenmek istiyorum. Sesimizi duysunlar. Lütfen bu sese kulak verin. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başkanım. Ben yıllardır AK Parti’ye; ailem olsun, etrafım olsun, kendim de dahil olmak üzere AK Parti’ye oy verdim. Bunu saklamaya gerek yoktur. Lakin buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na şunu sormak istiyorum: Hakkınızı helal eder misiniz, Sayın Başkanım.”
Fidan Beyazıt: Atatürk’ün dediği, “Geldikleri üzere gidecekler”, her şey çok hoş olacak
Ürettiği bir litre süt ile kürsüye gelen Fidan Beyazıt, şu sözleri kullandı:
“Ben bir köy çocuğuyum. Köyde yaşıyorum. Üç çocuk annesiyim. Benim 30 baş büyük havyanım vardı. Yeme yetişemedim, kestirdim. İki tane ineğim vardı. Onu da mecburiyetten durduruyorum. Yoksa çok sıkıntı durumdayız. Yem değerli, alamıyoruz. Çiftçinin, köylünün hali ne olacak. Acıyın bize; bakanlarım, başbakanım. Biz evvelce süt verirdik, yem karşılığı; yemimizi karşılardı. Ancak artık yem değerli. Süt ucuz. Bir kilo sütümüz, sudan ucuz. Bir litre sütümüz sudan ucuz. Sütün litresi 8 lira. 8 lirayı çocuğa veriyoruz, almıyor. Biz bununla ne yapacağız? Artık bizi kurtarın. Evvelden sütçülük yapardık, güzeldik. Evvelden çiftçilik yapardık, saman satardık. Artık ise samanı dış güçlerden getiriyoruz. Niçin? Üretim yok. Gübre, mazot kıymetli. Hiçbir şey alamıyoruz. Atatürk’ün dediği, ‘Geldikleri üzere gidecekler.’ Her şey çok hoş olacak.”
Suzan Kartal: Vicdanen rahatsa, baştakiler; onu da Allah’a havale ediyorum
Elinde, çocuklarının beslenme çantası ile konuşan Suzan Kartal, şunları söyledi:
“Ben dört çocuk annesiyim. Çocuklarımı okula gönderirken, beslenmelerine ne koyacağımı şaşırıyorum. Burada bulanan bütün bayanların da bu badireyi yaşadığından adım üzere eminim. Benim meskenim kira. Eşim icralık. Ben kiralarımı, faturalarımı ödeyemiyorum. Çocuklarımın beslenmesine yalnızca bunları koyuyorum (bir yarım ekmek ve bir şişe suyu göstererek). Bundan herkesin haberi olsun. Şayet ki bundan vicdanen rahatsa, baştakiler; onu da Allah’a havale ediyorum. Kemal Bey’e, ‘tek dermanımız sensin’ diyorum. Evvel Allah’a, sonra size emanet tüm vatandaşlarımız.”
Fatma Kangu: Yapacağız’ demeyin bize; yapın, yapın
Fatma Kangu da şöyle konuştu:
“Uyuşturucu ile gayret derneklerinde üye olan bir beşerim. Bizim bağımlı çocuklarımıza hiçbir yerde, hiçbir formda el uzatılmıyor. Anneler, babalar perişan durumda. Bağımlı çocuklarımız perişan durumda. Ailelerini öldüren çocuklar var. Geçen hafta, ailenin birisi, çocuk bağımlı; anneyi bıçaklamakla öldürmekle tehdit etti. Biz bunu üst makamlara bildirdiğimiz vakit; ‘yapacağız, edeceğiz, eyleyeceğiz.’ Yapmayın arkadaşım. ‘Yapacağız’ demeyin bize; yapın, yapın. Yapacağız derken; ben bir anneyi, bir ağabeyi, bir kardeşi kaybediyorum. Zira çocuk; o hususları kullana kullana kafayı bozuyor. Anneyi bilmiyor, kardeşi bilmiyor. Biz bu çocuklarla çok güç durumdayız. Devlet büyüklerimize söylüyoruz, ‘yapacağız.’ Yapma, biraz çabuk et, yaparken tez yap. Yaptığınız da yok, ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Bir rehabilitasyon merkezimiz yok. Çocukları tedaviye gönderiyoruz, çocuklar oradan geldikten sonra yeniden birebir ortama düşüyorlar ve yeniden birebir duruma düşüyorlar. Zira, sudan çıkmış balık üzere oluyorlar. Bu çocuklara bir deva, Sayın Genel Başkanım. Başka dermanımız yok. Bir dünya Kayseri’de ailemiz var, geliyorlar. Bizim elimiz kolumuz bağlı. Şahsen İçişleri Bakanımıza ulaşıyorum, ‘Yapacağız.’ Yapma, çabuk yap. Benim aciliyetim var. Neden? Çocuklar konutları yakıyorlar, anneyi babayı öldürüyorlar, kardeşi bıçaklıyorlar. Benim ailem öldükten sonra, neye yaradı ki bu. Sen yapacaktın, edecektin… En son söylediğimiz, devlet büyüklerine: ‘Leyleğin ömrü de laklakla geçermiş.’ Bana laklak değil, kalıcı tahlil lazım ki ben o aileyi kurtarabileyim. Hiçbir şey yok elimizde. Bir dünya bağımlı çocuğumuz var. Geride hiçbir şey yok. Kalıcı tahlil yok. Tedaviye gönderiyoruz, tedavi oluyor. Her şeyi yapıyorlar. Fakat tekrar dönüşte, bir rehabilitasyon merkezi kurulmadığından ötürü; bu çocuklarımız yeniden birebir, geldiklerinden bir hafta sonrası, birebir duruma düşüyorlar. Ben bu işten ne anladım. Gençliği olmayan ülke çökmeye mahkumdur. Öbür bir şey bilmiyorum. Gençlerimize ehemmiyet verilmediği sürece bu ülkenin geri geri gitmesi, mümkün, deva yok. Gençlerimizin yüzde 80’i, 85’i uyuşturucu bağımlısı. Bu gençlerden ne bekliyoruz. Çocuğun aklı başında değil. Kendine yararı yok ki ailesine, topluma yararı olsun. Geçen 20 gün oldu, annesi burada; bir çocuğumuz var. Tedavi ettirdik, 11 ay. Çok hoş de olmuştu. Döndü geldi. 20 gün içerisinde tekrar başladı. 11 ay gitmişti. 11 ay heba oldu. Ailenin emekleri de bizim emeklerimiz de mahvoldu gitti. Her gün akşam benim konutta toplanıyoruz. Çocuğa bir sürü nasihat ediyoruz. Çocukta içe içe beyin kalmamış ki… ‘Yapacağım’ diyor. Sabah annesi arıyor, ‘yine gitti.’ Bize kalıcı tahlil devlet bulmuyor, hiçbir kurum bulmuyor. Ne yapacağız, bu gençlere? Hani diyorlar ya, ‘Gençler çok kıymetli.’ Genç kalmadı Türkiye’de. Kayseri’de yüzde 80-85 uyuşturucu bağımlısı ise gençler… Hangi gençten, hangi gençlikten bahsediyorsunuz. Ne yarar bekliyorsunuz?”
Çetin Arık: Beşiği sallayan dünyayı sallar
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık şunları söyledi:
“Bir tek çocuğumuz yatağa aç girmesin diye gecesini, gündüzüne katan, ‘bu ülkenin bir tek çakıl taşına canım feda’ diyen, 85 milyon için hak, hukuk, adalet uğraşı veren Sayın Genel Başkanım hoş geldiniz. Ailenin temel taşı olan, ulu başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Kadınlar yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklerde yükselmeye layıktır’ dediği bayanlar beğenilen geldiniz. Sayın Genel Başkanım, sizinle bu salonda tekrar birebir coşkuyla, Engelliler Buluşması’nı yapmıştık. Siz de ‘Artık hiçbir yer kale değil, kaleleri tek tek yıkıyoruz’ demiştiniz. Bu salonda kaleleri yıkan bayanlarla birliktesiniz. Bir bayan doğum uzmanı olarak; bayanın gücünü ve isterlerse neler yapabileceğinin en yakın şahidiyim. Beşiği sallayan dünyayı sallar. Bugün bayanlarımız Kayseri’yi sallıyor, iktidarı sallıyor. Ve Anadolu’nun Kemali’nin yanında saf tutan kadınlarınız; şiddetin olmadığı, herkesin eşit, özgür, çocuklarını yatağa aç göndermediği bir Türkiye kuracak. Geliyor gelmekte olan. Geldi gelmekte olan.”
Ümit Özer: Herkes bu zorba nizam bitsin istiyor
CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, şu konuşmayı yaptı:
“CHP, iktidar yolunda toplumun tüm bölümleri ile buluşmaya, kucaklaşmaya, paylaşmaya devam ediyor. Toplumun tüm kesitleri ile buluşmaya, problemlerini dinlemeye, tahlil tekliflerini anlatmaya devam eden halkın partisi; demokrasiden, adaletten ve müsamahadan asla taviz vermeden; bütün engellemelere, karalama oyunlarına karşın bir milim sapmadan, milletin sesi Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde büyük bir kararlılıkla sürdürüyor. Halkın iktidarı için gayret etmeye devam ediyoruz. AKP’ye geçmiş seçimlerde en fazla oy veren vilayetler ortasında yer alan Kayseri’de, çiftçilerin takipteki kredi oranı, son 15 yılda 41 kat artmış durumda. Son 18 yılda; bir ilçemiz kadar, yani Bünyan ilçemiz kadar tarım alanı yok olmuş tipimde. Son bir yılda fakir hane sayısı 67 bin arttı. Devletten yardım alan nüfus 371 binlere ulaştı. Resmi bilgilere nazaran, Kayseri’de, her 4 haneden biri devlete muhtaç hale getirildi. Kayseri kişi başı ulusal gelirde de ülke ortalamasının çok altında. Kayseri 1000 bireye düşen icra belgesi vilayet sıralamasında da 81 vilayet içerisinde birinci vilayet oldu. Her iki bireyden biri icralık durumda. Bu berbat tablo, meskenlere de yansıyor. Bu tablodan da en çok bayanlar etkileniyor. Vilayet Başkanlığınca hazırladığımız Bayan Raporu’na nazaran; bayan işsizlik oranı, kentte yüzde 50,2. Resmi datalara nazaran, 25 bin 224 bayan işsiz. İş bulma umudunu kaybeden bayanları eklediğimizde bu sayıların artacağını hepimiz biliyoruz… Kayseri’de bayana yönelik şiddet olayları da can yakmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl; 9 bayan bir çocuğumuz katledildi. AKP’nin keyfi ve sorumsuz iktidarında; bayanlarımız sofraya çorba, çocuklarının çantasına elma dahi koyamaz hale getirildi. Zalim iktidar yüzünden; konutlarda keder, ıstırap, gözyaşı eksik olmuyor. Bayanlarımız bu iktidar tarafından her geçen gün daha da çaresiz bırakılmak isteniyor. Bayanlar bu yokluğun, yoksulluğun faturasını en acı formda ödüyor. Her yerde olduğu üzere Anadolu’nun kalbi Kayseri’de de adaletsizliklere, yokluğa yoksulluğa karşı bir uyanış, haykırış var. Herkes gittiğimiz her yerde, hak hukuk adalet istiyor. İnsanca yaşamak istiyor. Emeğinin karşılığını almak istiyor. Geleceğimizi karartan bu zorba nizam bitsin istiyor. Herkes nefes almak istiyor. Pudralı hayatlar, pudralı baronlarla; aile yapımızı tehdit eden karanlık sona ersin istiyor. Baskı, dehşet, zulüm bitsin istiyor. Çocuklarımıza yönelik karanlık niyetler ve bu fikirleri besleyenlerin sonu gelsin istiyor. O saf yavrularımızı korumayanları; çocuklarımızı çocuk yaşta gelin eden zihniyeti, vicdansızları, bunları yapanlara vesile olanlara; Genel Liderimizin da dediği üzere, o gün gelecek dünyayı başlarına yıkacağız. Bu zulme sessiz kalmadık, kalmayacağız.”